Bağımlılıklar, yalnızca madde kullanımıyla sınırlı değildir; teknoloji, alışveriş, yemek ya da ilişkilere yönelik bağımlılıklar da kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Bağımlılık terapisi, bu döngüyü anlamanıza, tetikleyicilerinizi tanımanıza ve sağlıklı başa çıkma yöntemleri geliştirmenize yardımcı olur. Sürdürülebilir değişim mümkündür; bu süreçte yalnız değilsiniz.

Bağımlılıklar genellikle yalnızca alışkanlık değil, duygusal boşlukların ya da geçmiş travmaların sonucu olarak ortaya çıkar. Bu nedenle terapi süreci yalnızca davranışsal değil, aynı zamanda duygusal farkındalık ve içsel güçlenme sürecidir. Terapi sırasında kişinin öz farkındalığı artırılır, kendi ihtiyaçlarını tanıması ve sınırlarını belirlemesi sağlanır.

Her bireyin bağımlılık deneyimi farklıdır; dolayısıyla her terapi süreci de kişiye özel olarak planlanır. Grup terapileri, bireysel seanslar veya aile danışmanlığı gibi farklı yaklaşımlar bu sürece entegre edilebilir. Amaç, kişiyi yargılamadan, güvenli bir ortamda değişime teşvik etmektir.

Zaman ve mekân sınırlamalarını ortadan kaldıran online terapi, güvenli bir dijital ortamda terapiye ulaşmanızı sağlar. Yoğun bir programınız varsa ya da evinizin konforunda destek almak istiyorsanız, online terapi size esneklik ve erişilebilirlik sunar. Tüm görüşmeler gizlilik ilkesine uygun şekilde yürütülür.

Günümüzde birçok kişi zaman, ulaşım veya mahremiyet gibi sebeplerle yüz yüze terapiye erişimde zorluk yaşayabiliyor. Online terapi, bu engelleri ortadan kaldırarak psikolojik destek almayı daha kapsayıcı ve pratik hale getiriyor. Bir bilgisayar, tablet ya da akıllı telefon aracılığıyla uzman bir terapiste bağlanmak artık çok daha kolay.

Üstelik araştırmalar, online terapinin yüz yüze terapi kadar etkili olduğunu gösteriyor. Özellikle kaygı bozuklukları, depresyon, stres yönetimi ve ilişki problemleri gibi konularda online terapi başarılı sonuçlar sunabiliyor. Süreklilik ve güven esasına dayalı bu yöntemle, kendi hızınızda ve yaşam tarzınıza uygun bir şekilde psikolojik destek alabilirsiniz.

İlişkilerde yaşanan çatışmalar, iletişim sorunları ve duygusal uzaklaşmalar zamanla derinleşebilir. Çift ve ilişki terapisi ile, sağlıklı iletişim becerileri geliştirme, duygusal bağları güçlendirme ve karşılıklı anlayışı artırma konularında destek sunuyorum.

Terapide amaç, taraflardan birini haklı çıkarmak değil; her iki bireyin de duygu, ihtiyaç ve beklentilerini anlamak ve bu doğrultuda ortak bir zemin oluşturmaktır. Tartışma kalıplarını fark etmek, yapıcı iletişim teknikleri öğrenmek ve ilişkide güveni yeniden inşa etmek sürecin temel taşlarındandır.

Aynı zamanda terapi, sadece kriz anlarında değil, ilişkisini derinleştirmek, duygusal yakınlığı artırmak ya da birlikte büyümek isteyen çiftler için de faydalı bir yolculuktur. Evlilik öncesi danışmanlık, sadakat problemleri, birlikte yaşama adaptasyonu gibi konularda da destek alınabilir. Unutmayın, güçlü ilişkiler kendiliğinden değil; bilinçli bir emekle şekillenir.

DEHB, dikkat dağınıklığı, dürtüsellik ve hiperaktivite ile kendini gösteren bir durumdur. Bireylerin odaklanma becerilerini geliştirmelerine, zaman yönetimini daha etkili bir şekilde yapmalarına ve günlük işlevselliklerini artırmalarına yönelik terapi yaklaşımları sunuyorum.

DEHB sadece çocukluk dönemine özgü bir durum değildir; yetişkinlikte de akademik, mesleki ve sosyal yaşamı önemli ölçüde etkileyebilir. Bu bozukluğa sahip bireyler, genellikle başladıkları işleri tamamlamakta zorlanabilir, planlama ve organizasyon becerilerinde zorluk yaşayabilirler. Bu durum, zamanla özgüven kaybına ve stres düzeyinin artmasına yol açabilir.

Uygulanan terapi sürecinde, bireye özel dikkat geliştirme teknikleri, davranışsal stratejiler ve yaşam rutinini yapılandırmaya yönelik pratik yöntemler geliştirilir. Aynı zamanda kişinin güçlü yönleri ön plana çıkarılarak motivasyonu artırılır. Terapi süreci, hem bireyin kendisini daha iyi tanımasını sağlar hem de yaşam kalitesini belirgin şekilde iyileştirir.

OKB, kontrol edilemeyen takıntılı düşünceler (obsesyonlar) ve tekrarlayıcı davranışlar (kompulsiyonlar) şeklinde görülür. Bilişsel davranışçı terapi (BDT) teknikleri kullanarak, OKB’nin günlük yaşantınızdaki etkilerini azaltmanıza yardımcı oluyorum.

Bu bozukluk, bireylerin zihninde sürekli olarak yineleyen ve rahatsız edici düşüncelerle (örneğin; mikrop kapma korkusu, bir şeyin eksik ya da yanlış olduğu hissi) kendini gösterir. Bu düşüncelerin yarattığı kaygıyı azaltmak için kişi belirli davranışları tekrarlamak zorunda hisseder. El yıkama, sayma, simetri arayışı ya da kontrol etme davranışları bunlara örnektir.

OKB’nin bireyin sosyal hayatı, iş yaşamı ve içsel huzuru üzerinde ciddi etkileri olabilir. Ancak doğru terapi yöntemiyle bu döngü kırılabilir. BDT, bireyin takıntılı düşüncelerini fark etmesini, bu düşüncelerle baş etme yolları geliştirmesini ve kaçınma davranışlarını azaltmasını hedefler. Süreçte kişiye öz şefkat, esneklik ve zihinsel esenlik kazandırmak da büyük önem taşır.

OKB yönetilebilir bir bozukluktur ve değişim mümkündür. Terapiyle birlikte kişi, düşüncelerinin kölesi olmadan, kendi yaşamını daha sağlıklı bir şekilde sürdürebilir.

Geçmişte yaşanan travmatik olaylar, zihinsel ve duygusal sağlık üzerinde derin etkiler bırakabilir. Travma terapisi ile, bu deneyimlerin yaşam kalitenizi nasıl etkilediğini anlamanızı ve geçmişin etkilerinden kurtulup daha özgür hissetmenizi sağlamak için bilimsel olarak kanıtlanmış yöntemler kullanıyorum.

Travma, yalnızca savaş, kaza veya afet gibi büyük olaylarla sınırlı değildir; ihmal, duygusal şiddet, kayıp ya da uzun süreli stresli yaşantılar da travmatik izler bırakabilir. Bu izler zamanla güven sorunlarına, yoğun kaygıya, uyku bozukluklarına ve ani tetiklenmelere yol açabilir. TSSB yaşayan bireyler, günlük yaşamlarında sürekli bir tehdit altındaymış gibi hissedebilirler.

Terapide, bireyin travmayı yeniden yaşamadan, güvenli bir ortamda işlemesine olanak sağlanır. Somatik deneyimleme, EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) ve bilişsel yeniden yapılandırma gibi yöntemler bu süreçte sıklıkla kullanılır. Amaç, travmanın etkilerini azaltmak, beden-zihin dengesini yeniden kurmak ve bireyin kendini yeniden güçlü ve bütün hissetmesini sağlamaktır.

Unutmayın, yaşadığınız şeyin adı "travma" olabilir ama bu, iyileşemeyeceğiniz anlamına gelmez. Doğru destekle, geçmişin yüklerini taşımadan bir gelecek inşa etmek mümkündür.

Depresyon, uzun süreli mutsuzluk, umutsuzluk ve ilgi kaybı gibi belirtilerle kendini gösteren ciddi bir ruh sağlığı sorunudur. Bireylerin depresif düşünce kalıplarını anlamalarına ve yeniden yapılandırmalarına yardımcı olacak terapötik tekniklerle, psikolojik dayanıklılığınızı artırmayı hedefliyorum.

Depresyon, sadece "üzgün hissetmek" değildir. Enerji kaybı, uykusuzluk ya da aşırı uyuma, değersizlik hissi, konsantrasyon sorunları ve yaşamdan keyif alamama gibi birçok farklı belirtiyle ortaya çıkabilir. Bu durum kişinin işlevselliğini ciddi şekilde etkileyebilir ve sosyal ilişkilerden kopuşa, hatta fiziksel sağlık sorunlarına yol açabilir.

Terapide bireyin iç dünyasını anlaması, kendiyle kurduğu ilişkide daha şefkatli ve gerçekçi bir bakış geliştirmesi sağlanır. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), duygu odaklı terapi ve şema terapisi gibi yöntemlerle kişi kendi düşünce-davranış döngüsünü fark eder ve dönüştürmeye başlar.

Depresyon tedavi edilebilir bir durumdur. Doğru destekle, yeniden umut inşa etmek, hayata karşı duyulan ilgiyi canlandırmak ve psikolojik esnekliği artırmak mümkündür. Yalnız değilsiniz; bu yolculukta size eşlik edebilirim.

Anksiyete, günlük hayatı zorlaştıran sürekli bir endişe ve korku haliyle kendini gösterir. Anksiyete bozuklukları, panik ataklar, sosyal kaygı, yaygın anksiyete bozukluğu gibi farklı formlarda ortaya çıkabilir. Terapilerimizde, kaygının temel nedenlerini keşfetmenize ve daha sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirmenize yardımcı oluyorum.

Kaygı, aslında hayatta kalmamıza yardımcı olan doğal bir mekanizmadır; ancak bu sistem sürekli aktif hale geldiğinde, beden ve zihin için yorucu bir hale dönüşebilir. Çarpıntı, nefes darlığı, mide rahatsızlıkları, uyku sorunları gibi fiziksel belirtilerle birlikte yoğun düşünce döngüleri de kişinin günlük işlevselliğini bozabilir.

Terapi sürecinde bireyin tetikleyicileri tanıması, düşünce-kaygı-davranış döngüsünü fark etmesi ve bu döngüyü yeniden yapılandırması sağlanır. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), nefes ve gevşeme teknikleri, farkındalık çalışmaları ve duygu düzenleme becerileri bu süreçte sıklıkla kullanılan etkili yöntemlerdir.

Anksiyete bozuklukları tedavi edilebilir. Sürekli tehdit hissiyle yaşamak zorunda değilsiniz; içsel huzuru yeniden inşa etmek ve yaşam kalitenizi yükseltmek mümkündür. Bu yolculukta size eşlik edebilirim.